1. Mac, Tekin Acar, Sephora, Boyner, YKM gibi high end ürünler satan mağazalara girmekten beni alıkoyan, korkutan, paçalarımdan çekiştiren ezik, büzük, pespaye bir fakir yaşıyor içimde. Sefil öğrencilik günlerinden hayatta hala. 2 liralık döner ekmekle beslenirdi ya o zamanlardan beri bir porsiyon İtalyan makarnasına 25 lira verdirmez hiç. alt tarafı makarnaya 25 lira verilir mi ayol. marketlerin kozmetik reyonlarından zıttırık marka siyah göz kalemi almamı ister hep. pamuğun bile hidrofili ucuz onu al der durur.
oysa sefil günler çoktan bitti, o günlerde çekilen kıtlık sayesinde iş güç sahibi olduk, paralar her ay maaş olarak cepte ama o fakir bir ölmedi gitti arkadaş.
tırsmadan, korkmadan bir Mac mağazasına giremedim o pis fakir yüzünden. raflardaki ürünler üstüme yürüyor "sen mi satın alıcan bizi ha, sen mi?" diyor, satış elemanları gözlerini devire devire çirkef rujları, züppe farları onaylıyorlar sanki. adımımı atsam mağazadan içeri içimde alarmlar ötüyor, metroda sarı çizgiyi geçmiş gibi utanıyorum.
vallahi bu fakir yüzünden varlık içinde yokluk çekiyorum sözlük. ne alacaksam ancak online satışla alabiliyorum. şükür o kadarına müsaade ediyor.
Kurtulamadığım bir parçam bu içimdeki fakir. üç kuruşun hesabını yaptırır, doya doya zenginlik yaşatmaz, zevkine para harcatmaz hiç. bir ömür bununla çekilir mi? her zaman değilse de ara sıra sussa ya ...